Bu gün biraz ıslaklık ve biraz güneş uzatıyorum.
Çok uzaklardan.
Sardunya kokusu kadar da yakın,
İçim ıslak, kalbim kırık, suda yüzen yaprak gibi bırakılmış.
Neye ya da kime verilmiş belirsiz.
O sen değil, uzak senden. Duvar grisi, önceden çok önceden.
Doğru ve yanlıştan öte biraz daha yürürsen ulaşırsın ya,
İşte orada az ötede güzel kokularla bezenmiş,
Yürümek gerek düşünmeden ama geçti biliyorsun.
Şimdi ancak sonsuzlukta belirsiz.
İniyorum ve bitmek bilmiyor bazen çamur bazen beton.
Daha nereye kadar bu ıslaklık,
Azalıyor gücüm, belirsiz günler dayanıksız, ulaşılmaz parlak ışık.
Sakın ha! sadece bil ki o bahçeye kaldı vuslat eğil ve geç.
Bilinmeze kadar bir ağız tadı belirsiz.
Yüz yüze cesurca sokaklar, yollar, göremediğimiz insanlar ve gece.
Uça uça neyi bilir ki bu dudaklar,
Yokluğun demir koru damlayıp deliyor avucumu, yanık kokusu.
Bakma ha! Bulunmaz güzellikte o bahçe geç yanlışı.
Gördüğünde, mutlak geriye bir göz. O da belirsiz.
ÖZDENER GÜLERYÜZ